📺 MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 FİLMOGRAFİ

[Filmografi][bsummary]

⭐ MAGAZİN

[magazin][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor][bsummary]

⏳ AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

⚙️ TEKNOLOJİ

[teknoloji][bsummary]

⚠️ ALARM

[Alarm][bigposts]

MEDYADA NASIL İŞ BULUNUR İNSAN KAYNAKLARI

Televizyonda insan kaynakları ve medyada nasıl iş bulunur? konusuna başlarken, okuyucu ve izleyicilerimize mevcut tecrübelerimi yansıtmanın yanı sıra derin bir araştırma yapmadan yazı yazmadığımı hatırlatmak isterim. Televizyonlarda iş başvurularının nasıl sonuçlandığını, bir sosyal deneyle ortaya çıkardım. Bu yazıyı yazmaya karar verme sebebim, Türkiye'nin büyük TV kanallarından birinin insan kaynakları departmanından uzun süre önce bana gelen telefondu. Sabit olarak bir kanalda çalışmak istemememe rağmen, nezaketen görüşmeyi yapmıştım. İşte o görüşme sonrası bu yazıyı yazmak ihtiyacı doğdu; 

TV: ''Zafer Bey Yönetmen arıyoruz (internet üzerinden bir profille kariyer sitesi üzerinden) bize CV gönderir misiniz?'' denmesiyle başlayan süreçti. (Teklif onlardan gelmişti, demek ki beni biliyorlar ve tavsiye üzerine bana telefon edilmişti. Fakat kimlik numaramdan aile bilgilerine kadar tüm detayları internet sitesinde bulundurmayı doğru bulmuyorum. Bilgileri kimler görüyor onu da bilmiyoruz. Hiç sevmediğim işler bunlar.) 


BEN: İçten bir ifadeyle kendilerine dedim ki; ''Ben iş aramıyorum. O sitelere üye olmuyorum. Teklif sizden geldiğine göre beni biliyorsunuz, yüz yüze görüşelim, anlaşırsak elden CV takdim ederim, sonrasında internetten de formalite olarak gönderebilirim. 30 yıllık uzun bir kariyeri okumazsınız. Bir sürü teknik bilgi yazıyor, anlamak için kendinizi de yormayın, CV ile beni de yormayın'' dedim.

TV: ''Yok Zafer Bey, hepsini okuyoruz. CV'ler havuza düşüyor, burada herkes görüyor, siz gönderin'' dedi. 

BEN: (Kişisel bilgilerim olduğu için herkesin görmesini istemesem de) ''Peki o zaman özet CV göndereyim'' diyerek, (ismi bende saklı) İK sitesine üye oldum. Sanki televizyoncu değil de devlet yönetimine talipmişiz gibi 50 tane gereksiz soru içinde, saatler sürdü özet çıkarmak. Pişman etti yani. Sonuçta CV'mi gönderdim ve beklemeye başladım. (Bu diyalogları yazıya dökünce belki size karmaşık görünebilir ama telefon görüşmesinde samimi ifadelerle gerekeni yapmıştım. Gergin bir görüşme değildi yani.) 

CV ulaştığı konusunda teyit almış olmama rağmen 2 hafta kadar arayan soran olmadı. ''Havuza düşen bu tür bir CV mutlaka değerlendirilir? (Burada sergilemeyeceğim ama CV'imde yerli yabancı bir sürü kanal var). En azından ben böyle bir CV görsem o adama mutlaka geri dönüş yapardım. Zaten başvuran da ben değildim, iş teklif eden onlardı'' diye düşünürken hiç ses çıkmadı. Televizyonlar artık kariyerli birini tercih etmek yerine, ucuza yeni yetişecek kişilerle çalışmayı tercih ediyorlar. Bu yüzden, ''Neyse, vazgeçmişlerdir. Belki gözleri de korkmuş olabilir'' deyip işlerime devam ettim! 

Fakat özellikle genç kardeşlerimizin televizyonda işe girmek konusunda yaşadıklarını ve meslektaşlarımızın yaşadığı İK sorunlarını bilen biri olarak, aklıma takılan bu konuyu yıllarca dile getirmek istemiştim ama fırsat olmamıştı. Düşündüm ve işte bu ''sosyal deney'' tadındaki yazıyı da o gün planladım. 


SOSYAL DENEY İÇİN İŞ BAŞVURULARI YAPTIM 

Medyada iş başvurusu, personel alımı ve cv gönderimiyle ilgili ''Bakalım sonuç bilindik mi olacak'' diyerek, deneme amaçlı (ciddi iş başvurusu yapar gibi) bizzat kendim 2 ay boyunca Türkiye'deki hemen her tv kanalına kendi uzmanlık alanlarım olan, Genel Yayın Yönetmeni, Yönetmen, Kreatif Direktör, Sunuculukla ilgili açık pozisyonlara (kendime ait gerçek CV ile) başvuruda bulundum. Eksiksiz adı sanı bilinir her tv kanalına başvuruda bulundum. Sonucu çok iyi biliyorum ama bunu uygulamadan buraya yazmak olmazdı. O yüzden 2-3 ay boyunca gelecek olan tüm sonuçları bekleyip ona göre yazımı yazmayı planlamıştım. İşte o gün bugündür. 

Televizyonda insan kaynakları departmanına gerçekten ihtiyaç var mı? 

''İş başvuruları için internetten cv gönderin'' diyerek binlerce dosyayı arşivleyen ik departmanları acaba bu dosyaları ne kadar detaylı inceliyor? Yoksa incelenmiyor ve sırf ''kurumsallık'' olsun diye internetten başvuru mu alınıyor! İK çalışanları ve yöneticileri televizyonculuk konusunda bilgi sahibi mi, yoksa sadece dosya işlerinden mi anlıyorlar? Kağıda dökülmüş bir sürü teknik bilgiyle başvuran bir teknik elemanın CV'sini İK görevlisi okuduğunda bir şey anlayabiliyor mu? 

Başvuran kişinin işinde iyi mi kötü mü olduğuna nasıl karar veriliyor? İlan veren firmalar doğru iş tanımı yapabiliyor mu? İşinde çok iyi olan ama iş başvurusunda kendini doğru ifade edemeyen ama işinde çok başarılı elemanların varlığından haberdarlar mı? Bütün bu ve benzeri sorularınıza birebir tecrübelerim ve 2-3 aylık uygulamalı ciddi araştırmamla burada cevap veriyorum. 


TELEVİZYONLARDA İŞ İLANLARINA BAŞVURU 

Televizyonculuğun doğru yapılmaya çalışıldığı ve etik ilkeleri olduğu 90'lı yıllarda mesleğe başlamış biri olarak, 1993'ten bugüne kadar çalıştığım tv kanallarının hepsinde tavsiye veya iş teklifi alarak görev aldığım için hiçbir kariyer sitesine üye olmamıştım. Tabii ki beş sayfayı bulan orijinal CV ile tek sayfalık özet CV'im vardı. Mail ile başvuru alanlara direk gönderdim, kariyer sitelerinden başvuru alanlar için de 5-6 siteye üye oldum. Hepsinde düzenli CV oluşturdum ve uygun pozisyonlara başvurularda bulundum. (Hatta el alışkanlığı oldu, mail bildirimiyle yeni iş ilanı gelince onlara da başvuru gönderdim.) 

Sonra baktım ki ses seda yok; ''Bu adam çok para ister korkusuyla mı? Acaba benim başvuru pozisyonlarım mı gözlerini korkutuyor? Bu adam fazla tecrübeli, sonra beni koltuğumdan eder diye mi korkuyorlar?'' düşüncesiyle iş geçmişimdeki bazı yerleri sildim. Yani CV'im göz korkutmayacak kadar yeterli bir özet oldu. 

Yabancı kanallarda sadece profesyonellerle ve kendi departmanımızla muhatap olduğumuz için kariyer yarışı imaj çabaları vs olmuyor. Düzgünce oturup anlaşıyorsunuz adamlarla. Saça başa, kılık kıyafete ve hatta inanca düşünceye de bakmıyorlar. Uzaktan e-posta ile elektronik posta sözleşmesi yapıp, paranızı da günü gününe alıyorsunuz. 

Mesela Hollandalı bir kanalla 40 derece üstü sıcakta çekimlerimiz Ramazan ayına rastlamıştı. 150 kişilik ekipte eşim ve benden başka Müslüman olmadığı için sadece biz oruç tutuyorduk. Bizim özel talebimiz olmadan adamlar 30 gün iftarda 1 saat mola verip, tam takır yemeğimizi getirdiler. Cuma namazına çekim saati denk gelse bile gitme imkanı verildi. Hatta, final gecesi sonrası havuz başında parti vardı ama o da Kandil Gecesi'ne denk geldiği için özel izinliydik. Survivor gibi bir programın yapımında yabancılardan bu hizmeti aldık. Yani yabancı kanallarda ''sen oruçsun, sen oruç değilsin, Cuma'ya gittin gitmedin'' gibi mevzular yok. İş yapıyorsan ne olursan ol gel!'' mantığı var. 

Fakat Türkiye'de her şey farklı. İşinizden başka her türlü etken konuya dahil olabiliyor. Tipinizi beğenmezlerse ona yapacak bir şey yok. Boşa CV gönderirsiniz. Mesela ben, saçlarımın belime kadar uzun olmasının da etkisiyle daha genç gösteriyorum. Hatta yaşı benden büyük zannettiğim için ''Abi'' dediğim adamlardan 5-10 yaş daha büyük olduğumu sonradan anladığım çok olur. Komik ama böyle bir imaj bazen Türkiye'de dezavantaj olabiliyor. İnsanlara eski televizyonculuğa dair bir şeyler anlatıyorsunuz, her ne kadar gerçekliğini sonradan anlasalar da nadiren bazı tipler lafımı ciddiye almayabiliyor ve ''Yok artık senin yaşın kaç ki bunları anlatıyorsun?'' diyebiliyorlar. Kendi hayalleri bile ulaşamadığı için anlatılanları hikaye zannedebiliyorlar. Böyle yaklaşımlarda bulunanlarla iş yapamıyoruz. 

Bu yüzden sosyal deneyimiz için CV gönderirken ya da iş görüşmesi yaparken de geçmişteki deneyimlerime istinaden bazı konularda tedbirli olmam gerekliydi. (Beni tanıyanlar bilir, hava atmaktan hiç hoşlanmam. Kendimi büyük görmek ya da başkalarını aşağıda görmek için söylediğimi düşünmeyin ama, CV'yi okuyan kişiler muhtemelen kapladığı koltuk kadar bir kapasiteye sahip olduğu için; ''Yaşı kaç ki bu kadar eski olsun? Yok artık bu adam atıyor yaa. Ne bulduysa yazmış'' diyebiliyorlar.) Emin olduğum bir şey var ki, Türkiye'de özel televizyonculuğun 1990-92'de başladığını bile bilmiyorlar. Bakın ben şu diyaloğu çok yaşadım; 

TV: Kaç yıldır sektördesin? 
BEN: 17 yaşımdan beri sektördeyim. Yaşım 47. Yani 1993'den beri 30 yıl. 
TV: Hmm. Ben de 35 yıldır sektördeyim.
BEN: TRT'de mi çalıştınız? 
TV: Yooo. 
BEN: E özel kanallar 30 yıldır var. Sizinki nasıl 35 yıl oluyor? 
TV: Çok işler yaptık işte. ????
BEN: Hmm. Korkmayın. Tecrübeli ve en eskilerinden biriyim ama Türkiye'nin en iyi televizyoncusu benim diye bir iddiam yok. Rahat olun. :) 

Ben bütün bunları hesaba katarak başvurulara devam ederken, eskiden hiç bakmadığım LinkedIn hesabıma da daha çok vakit harcamaya başladım. Orada da olabildiğince fazla detaya inmeden iş geçmişimin bir kısmını ekledim. Paylaşımları da takip etmeye başladım. ''ki'' ekinin ne zaman ayrı, ne zaman bitişik yazılması gerektiğini bile bilmeyen ama ahkam kesen bir sürü İK uzmanının yazılarını inceledim. Okulda onlara öğretildiği üzere ''Şöyle CV, böyle pozisyon, ilk imaj vs.'' yapılması gerekenleri kağıt üzerinde anlatan herkesi okudum ve hatta yorum yazdıklarım da oldu. LinkedIn üzerinden iş teklifi dışında her türlü teklif alındığından yakınan bir sürü kurbana da rastladım. 

Yani dile kolay, sosyal deneyde 3 ay boyunca boş vaktim olduğu her fırsatta çeşitli yöntemler denedim ama bu kadar tecrübe bilgi birikimle hiçbir tv kanalından geri dönüş olmadı! Merak eden yok. İnanamadım. Bırakın telefon gelmesini, bir tane bile mail gelmedi! Biraz da bu yüzden 3 ay gibi uzun bir süre bekledim bu yazıyı yazmak için. İşlerim yoğun olmasa belki o kadar da beklemezdim ama arada boş vakit buldukça başvuru yapmak hobi olmuştu benim için. Deneysel başvuruma bir cevap gelse; ''Sizi tebrik ederim. Ben medyada İK konusunu haber yapmak için bu başvuruyu yapmıştım. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar'' diyecektim ama cevap veren olmadı. Belki kazayla çok cazip bir teklif olursa da dönemsel olarak tabii ki çalışabilirdim ama sonuç çok enteresan oldu. 



BOŞUNA CV DOLDURUYORSUNUZ 

CV doldurup gerçekten iş için başvuranların hayalleriyle oynandığını düşünüyorum. Konuyu sizlere kısaltarak anlatmaya çalışmama rağmen bu kadar uzun süren bu deneysel çalışmanın ardından son bir kaç deneme daha yaptım. ''Sosyal Medya Uzmanı'' gibi benim için basit kalacak ve kesinlikle yapmayı düşünmediğim bazı iş pozisyonlarına da başvurdum. Yine cevap yok. Tam 1 hafta sonra 2. dereceden büyük diyebileceğimiz tv kanalının birinden; ''CV'niz incelendi ama sosyal medya pozisyonuna uygun değil'' şeklinde cevap geldi. Demek ki CV gerçekten incelenmiş. Düşünebiliyor musunuz 3 ay boyunca kendi uzmanlığım olan her yere deneysel başvuru yaptım ama sadece çalışmayacağım pozisyon için 1 tane cevap geldi. İşte o gün deneyi bitirdim ve artık bu yazının zamanının geldiğini anladım. 

Düşünsenize, binlerce başvuran varken sizin CV insan kaynaklarına rastlayacak da ondan sonra bir tv kanalında işe girme ihtimaliniz mucizelere kalacak. Arkadaşlar, kimse CV falan okumuyor. Lazım olan neyse, önce kanal içinde eşe dosta diyor ki, ''Abi tanıdık kj operatörü var mı? Bi yönetmen arkadaşınız varsa gelsin görüşelim'' diyerek adam bulunuyor. O adam bulunduğunda formalite başvuru formlarıyla işe alınıyor. Az para vermek için hemen her ilanda ''Yetiştirilmek üzere'' diye not düşüyorlar. Kazayla bir kanalda çalışmaya başlarsanız memnuniyet hep tek taraflı oluyor. Çalışanın ne istediğinin hiçbir önemi yok. Başvuru yapılıyor ama televizyonun mali durumunun ne olduğunu eleman bilemiyor. Mevcut çalışanların maaşlarını ödemeyen / ödeyemeyen ya da sigortalarını yatırmayan / en düşük seviyeden yatıran televizyonlardan ne bekleriz ki! 

BASIN SİGORTASI YAPAN YOK 

Bir de benim gibi 30 yıl televizyonlarda çalışmış olmasına rağmen hiç BASIN SİGORTASI yapılmamış meslektaşlarım var. Kanallar keyfine ve adamına göre Basın Sigortası yapıyor, diğer tüm çalışanlar düz sigortalı devam ediyor. Yani çalışanı hiç düşünen yok. En büyük sorun ise maaş alabilmek. Para vermemek için, ''Deneme süreci, yaptığın işi beğenmedim, bir iş verdik yapamadı'' vs. iftiralarla personel yıpratılıyor. Mobbing çok eski yıllardan beri var bizim sektörde. Gece gündüz 2 gün uykusuz çalışıp diğer gün işe yarım saat geç geldiniz diye maaştan para kesilebiliyor. İşiniz aksamamış olsa da ceza kaçınılmaz. Çalışma saatlerimiz her zaman ''esnek'' olmasına rağmen kimse fazla mesai vs. ödemiyor ama işe geç kalırsanız suçlusunuz. 

Ben işkolik denecek kadar fazla mesai yaparım, bazen yemek yiyecek vaktim olmaz ve hatta senelik izinlerimi kullanmayı unuttuğum için ''Senin kanunen 15 gün izne çıkman lazım'' diyerek zorla izin yaptırılan biriydim ama bugüne kadar 1 patron da çıkıp ''Tebrik ederiz'' demedi. Zaten beklemem de... Uzun lafın kısası, firmaların hali nedir ki çalışandan anlasın! Koymuşlar oraya bir insan kaynakları departmanı, mal kabul müdürü gibi gelen gideni sayıyorlar. Ciddiye alıp CV göndermek en gereksiz şey. Televizyonda insan kaynaklarını, sadece işe giriş işlemlerini yapan bir departman olarak görüyorum. (Sadece televizyon sektörü için bu sözlerim) 

TV KANALINDA İŞ BULMAK İÇİN NE YAPMAK LAZIM 

TV kanalları az para verebilmek için, ''Yetiştirilmek üzere eleman'' başlığı altında çaylak personel ararken tecrübeli birinin iş bulmasının tek yolu kanalda tanıdığı birinin olması. Tanıdık çay ocağında da çalışıyor olsa olur. Yeter ki sizin başvurunuzu ilgili departmana ya da müdüre götürüp; ''Ahmet Abi, Ayşe Abla bu arkadaşımla bir ilgilenin'' diyebilsin. Bu bir torpil değil, sadece başvurunuzun birinci elden yerine ulaşması anlamına geliyor. En azından ''ona ayıp olmasın diye'' bir ihtimal davet alabilirsiniz ve kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz. Bu şekilde sizi işe almazlarsa mutlaka uygun kişi olmadığınız ya da başka hatırı sayılır birini aldıkları içindir. Böylesi daha 'adaletli' diyebiliriz! 

Sebebini en son anlatacağım, sakın ilk başvuruda İK ile muhatap olmayın. Eğer grafik, reji, kurgu, kamera, teknik, vs. departmanda çalışacaksanız kanalda Teknik Yönetmene ulaşmaya çalışın, yoksa kimse sizi sallamaz. Eğer yapım, program vs. departmanda çalışacaksanız kanalda program dairesiyle, program müdürü / koordinatörü gibi birine ulaşmaya çalışın. Eğer, yönetmen, kreatif vs. departmanlarda çalışacaksanız kanalda teknik yönetmen, program müdürü, yayın yönetmeni gibi birilerine ulaşmak lazım. 

Eğer Sunucu olacaksanız yandınız demektir. Sunucular öyle başvuruyla falan alınmıyor. Yabancı kanallar genellikle tecrübeli ekran yüzlerini tercih ederken, bizimkiler baldır bacak boy posa göre seçiyor. Bir de sosyal medyada ''Ah bir yaz gelse'' diyerek yaz kış bikini pozunuz varsa yarın işe başlarsınız. Eskiden sese çok önem verilirdi, artık o da yok. Müdürler, kast ajanslardan gelen genç model kataloglarına bakıp oradan seç beğen al yapıyor. Gece kulüpleri, gala geceleri vs ortamlardan da beğendiklerini sunucu yapabiliyorlar. Ünlü eşinden boşanan ev hanımı bir kadını 1 gün sonra kanalda magazin sunarken görebilirsiniz. Güzellik yarışmasında finale kalanı ertesi gün magazin sunucusu olarak çıkarıyorlar. Yani, istisnai durumlar haricinde yıllarını ekrana harcamış olsan da nafile. (Bu sunuculuk konusunu başka bir başlıkta işleyeceğiz). 

Veee eğer, Yayın Yönetmeni olmak istiyorsanız hiç şansınız yok. Başvuruyla falan olmuyor o işler. Ya tepeden inme geliyor, ya da bir yemekte, galada vs. bir yerde kokteyl havasındaki sohbet ortamlarında tanışıp görüştüğünüz kanal sahipleriyle kuracağınız iyi ilişkilerle teklif alıyorsunuz. Yani kimse sizin iş bilginize falan bakmaz. Muhabbet güzelse, ''Abi sen gel bize yav'' derler. Uyarsa gidersiniz. Alemlere akmayan biriyseniz zaten ortama girme şansınız yok. O CV'yi yırtın atın. 

MEDYADA İK İLE MUHATAP OLMAYIN 

Sonuç olarak, sakın İK ile muhatap olmayın. Çalışacağınız kendi departmanınızla anlaştıktan sonra işe alınma sürecinde formalite olsun diye bir başvuru formu doldurursunuz zaten. Muhatap olmayın diyorum, çünkü insan kaynakları çalışanlarının hiç biri televizyoncu değil. Evrak işleri vs. ile haşır neşirler ve bizler teknik konuştuğumuz için ne anlattığımızı anlamıyorlar. Karşındaki, konuya hakim olmayınca biz ne anlatsak boş. 

Mesela bir kreatif direktör CV'de teknik bilgiye ''VizRT VizTrio'' yazıyor. Fakat kanalda Viz yok ve ne olduğunu çoğu teknik yönetmen bile bilmiyor. E nasıl olacak şimdi? Yani başvurduğun adam senin kadar iş bilmiyor ki seni işe almak için değerlendirebilsin. VizRT gibi dünyanın en önemli yayıncılık grafik sisteminin ne kadar önemli ve değerli olduğunu ve bunu kullanan adama bile Viz Artist unvanı verildiğini bilmiyorsa seni neye göre değerlendirecek de işe alacak? 

Bir de, iClone, C4D vs kullanan adama; ''3D logo yapabiliyor musun? Temel After Effects bilgin var mı?'' diye sormayı öğrenmişler! Diyemiyoruz ki; ''Ulan sen daha tüplü televizyona kanal kaydetmeyi bilmezken, biz televizyonculuk yapıyorduk'' diye! (Televizyon tamircisi değiliz haa! Televizyoncuyuz) 

GAMARACI 

Neyse geçenlerde, eskiden çalıştığım bir kanalın çay ocağında görev yapan arkadaşıma rastladım. Göbeğini kaşıyarak dedi ki; ''Abi ben yapımcı oldum. Bi sürü Gamara aldık. Çok büyüdük abi yaaa!'' diye kasılarak selam verdi. (Kamera değil haa, GAMARA almış) Bilmem anlatabiliyor muyum? 

NOT: Sektörümüzün ve özellikle kanal yöneticilerinin okuduğu bu yazının altına iş arayanlar ilan biçiminde ücretsiz yorum yazarak iş imkanlarına ulaşabilirler. (İletişim numaranızı da yazabilirsiniz)

16 yorum:

  1. Adsız14.11.17

    bu sektör ile ilgili 2 yıllık ön lisans eğitimi aldım ama gelin görün ki iş bulamıyorum nereye başvursam tanıdığın varmı cv gönder dioyorlar,ama ne olumlu ne de olumsuz dönüş yapıyorlar.iş ile alakası olmayan kişileri sektörde önemli yerlere getiriyorlar,helede bu güzel bir kız ise haytı boyunca işsiz kalmıyor,bu yazıyı paylaştığın ve bizim sesimiz olduğun için çok teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın FTV İzleyicisi: Görüşleriniz için teşekkür ederiz.

      Sil
  2. kadir9.10.19

    Türkiyede kimse anladığı işi yapmadığı için ülkemizde bunlar normal sayılıyor.Parası olan müteahit medyacı oldu tv kanallarımızdaki programlar birbirinin kopyası ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yatırımcının televizyon işinden anlaması hiç önemli değil, İşten anlayan yöneticileri getirip, çok güzel bir televizyon kanalı izlettirebilirler. Yani, tv kanalı sahibinin televizyoncu olması gerekmez.

      Sil
  3. Abi öncelikle iyi günler. Benim elimde kendi fikrim olan ve özgün olduğunu düşündüğüm yarışma, Tv program ve dizi fotmatları var. Ben bunları yüzyüze sunmak istiyorum fakat bunu nasıl yapacağımı henüz bilmiyorum. Bana fikir verebilir misin? Bu arada yukarıda yazdığın diğer bilgiler için de ayrıca teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu linkte konuyla ilgili yazımız mevcut. http://www.fortunatv.com/2013/04/fortuna-format-televizyon-programlar.html

      Sil
  4. Tecrubelerinizi paylastiginiz için tesekkur ederim. 7 yildir yasadigim İtalyada 3 buyuk tv kanalinda is tecrubelerim oldu. İzmire temelli olarak yeni döndüm. İzmir ve istanbul'daki tv kanallarina basvuru yapmak istiyorum. Yabanci dil alaninda tecrubelerim oldu. Turkiyedeki kanallarin hangi bolumlerine basvurmami onerirsiniz. İlk aklima gelen yabanci haber servisleri. Onerinizi beklerim zamaniniz olursa. Tesekkur ederim simdiden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TRT World ve A News şu anda yabancı dilde yayın yaptığı için size uygun olur. Haber kanallarının dış haberler bölümlerine ya da spor servislerine başvurabilirsiniz. İtalyancanız olması spor kanalları için de hoş bir imaj. Güntekin Onay gibi İtalyanca bilen yöneticilerle de pozitif bir görüşme yapabilirsiniz. Kolaylıklar dileriz.

      Sil
  5. Abi iyi günler. Ben çok sevdiğim bir yabancı diziyi kendi istediğim seslendirmelerle Türkçe dublaj yaptırıp yayınlatmak istiyorum. Ne yapmalıyım? Ne okulu okumalıyım? Bu iş maddiyatı ne kadar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç bir filmi bireysel olarak alıp dublaj yaptırıp yayınlatamazsınız. Önce filmin yayın haklarını çok yüksek bir ücretle satın alıyorsunuz, sonra dublaj stüdyolarında yine yüksek ücretlerle seslendirmesini yaptırıyorsunuz. Filmin temel ses metninin dışına da çıkamazsınız. Yani bunun altından sadece kurumlar kalkabilir. Siz sadece amatörce eğlence olsun diye hayalinizi gerçekleştirmek için dublaj denemesi yapabilirsiniz ama yayınlayamazsınız. Sadece bir hobi olur. Kullanıcı adınıza istinaden okul için de tavsiyem, üniversitelerin sinema televizyon bölümü olur. Hedefin buysa şimdiden denemeler ve pratikler yapabilirsiniz. Mesela youtube'ta araştırıp basit sinema çekim tekniklerini izleyin. Sonra cep telefonunu yan çevirerek 16-9 basit çekim tekniklerini deneyebilirsiniz. Bu sayede, okula gidince bakış açınız daha geniş olur. Kolaylıklar dileriz.

      Sil
  6. Merhaba, 2021 radyo, televizyon ve sinema mezunuyum. Lisans eğitimimi İstanbul'da tamamladım fakat Ankara'da iş bakıyorum. Bir yılı aşkın süredir yazınızda belirttiğiniz şekilde onlarca yapım şirketine ve tv kanalına cv gönderdim ama tutkuyla başladığım bu serüvende ne yazık ki muhatap bulamadım. Staj tecrübeme, referanslarıma güveniyorum ve konuyla ilgili fikir verir misiniz? (Mesela Ankara'da bulunan tv kanallarını tek tek gezip elden cv vermem daha mı doğru olur?)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ankara'da kanal sayısı çok kısıtlı. Hepsini telefonla arayıp randevu isteyin ve yüz yüze görüşerek elden cv ulaştırın. ''Sadece mail yoluyla başvuru alıyoruz'' diyenlerle hiç görüşmeyin. Bu başlığımız altına, hakkınızda çok kısa bilgi vererek iletişim mail adresinizi yazabilirsiniz. İhtiyacı olan kanal yöneticileri size buradan da ulaşabilir. Kolaylıklar dileriz.

      Sil
  7. Merhaba. Öncelikle tecrübelerinizi okudum ve sonuna kadar hak veriyorum. Bende aynı dertten muzdaribim. Olumlu ve ya olumsuz tarafıma hiç bir geri dönüş sağlanmadı. Ve mental olarak da yoruldum iş aramaktan.. Ankara da yaşıyorum, Ordu üniversitesi, Sinema televizyon mezunuyum bu sektörde devam etmek istiyorum tabi mümkünse.. İş imkanı bulabilme umudu ile şu köşeye iletişim bilgilerimi yazayım. Ezgi Kaplan ezq1-06@hotmail.com teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sahte iş tekliflerine dikkat edin. Kolaylıklar dileriz.

      Sil
  8. Değerli zamanınız ve bilgiler için çok teşekkürler. Ben gazetecilik mezunu olup, farklı bir sektörde uzmanlaştim. Yakın zamanda diksiyon eğitimi aldım, 3 hafta sonra da spikerlik, sunuculuk eğitimim sona erecek. Çok amatör ve az aboneli bir youtube kanalim var. Tüm kanallara, değer verdiğim tüm spikerleri mail attım, bana yol gösterebilir misiniz doğru başvuru için diye tek yanıt alamadım. Sanırım hem dediğiniz gibi torpilim yok diye hem de sanırım yaşım 42 diye :((Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hızlı ve yol gösterici yanıtınız için çok teşekkür ederim.

      Sil

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

🌡️ HAVA DURUMU

Daha fazla hava durumu tahmini: oneweather.org



🏧 REKLAMLAR