21. DÜNYA KUPASI RUSYA 2018 Futbolseverlerin heyecanla beklediği ve 4 yılda bir düzenlenen 21. Dünya Kupası bugün, Rusya Suudi Arabistan maçıyla başlıyor. Bir çok içinde hikaye barındıran Dünya Kupası'nda, yıldızları izlemek gerçekten paha biçilmez bir keyif. Pele, Maradona, Zidan gibi oyuncuları geçmişten günümüze kadar hatırlarken, günümüzde ise Messi, Ronaldo ve Neymar gibi Superstar oyuncular da bu Dünya kupasında yer alacak. Kim bilir belki bu yıldızlar da 50-60 yıl sonra gençler tarafından yine bilinecek. Bugüne kadar Dünya Kupası'nı 2 farklı kıtadan sadece 8 ülke alırken, belki bu sefer bir sürpriz yaşanacak. Uruguay, Arjantin, Brezilya, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya'nın dışında yeni bir ülke neden olmasın? Değişen futbol anlayışı her şeye gebe... Hatta bu Dünya Kupası'nda 2 futbol devi, Hollanda ve İtalya da yok.
Bizlerse maalesef tv başında yine başka ülkeleri izlemek zorunda kalacağız. Türkiye'yi Cüneyt Çakır hakem olarak Dünya Kupası'nda temsil edecek. Çocukluğumuzda tutuğumuz, sempati ile baktığımız o Brezilya yine var. Hem de favori. Hayranlıkla izlediğimiz Messi var. Portekizli Ronaldo ve hatta son dönemlerde yıldızı parlayan Mısırlı Salah da var. Belki bunlar bizim için sadece bir teselli olsa gerek. Teselli, çünkü 21 tane Dünya Kupası'na sadece 2 defa katıldığımızı belirtmek isterim. Kaldı ki en farklı skorlardan birisini 1954 İsviçre'de düzenlenen Dünya Kupası'nda 7-0 skor ile Güney Kore'ye karşı alırken, 2002'de hafızalarımızdan hiç gitmeyecek olan bir de Dünya 3.lüğümüz var. Dünya Kupası'na da bir renk kattığımız aşikar. Bakalım bu heyecanı kim bilir ne zaman tekrar yaşayacağız. Ne diyorlar bizler için unutmayalım. ''Türkler otobüse binmeden maç bitmez''. Bu kupadan sürpriz şampiyon çıkmaz belki ama umarım bizim gibi sürpriz bir takım çıkar.
DÜNYA KUPASI MAÇLARININ DEĞERLENDİRMESİ
RUSYA 2018 Dünya Kupası tüm hızıyla devam ederken 32 takımın ilk maçlarını da görme fırsatını yakalamış olduk. İlk yazımda belirttiğim gibi sürprize açık bir turnuva oluyor. Meksika'nın Almanya'yı yenmesi, Arjantin'in İzlanda'ya takılması, Brezilya'nın da İsviçre ile berabere kalması sürprizin başlıcalarıydı. Günümüzde değişen futbolun zaman aralığına baktığımızda makasın daraldığı, taktik anlamda herkesin uyum sagladığı bir Dünya Kupası izliyoruz. Sadece yeteneğin ön planda olamayacağı, multi disipliner bir yapının da önemini kavramış olduk. Son Dünya şampiyonu panzer Almanların Meksika'ya karşı ne kadar çaresiz kaldığını hep birlikte iledik. Pas oyununun yetmediği, istatistiklerin bile üstün olmasına rağmen sonuca yansımadığını gördük. Tek klasik bir anlayıştan çok, hızlı hücum ve iyi alan savunması da sonuç getirmişken, bitiriciliğin daha önemli olduğuna şahit olduk.
İngiltere klasik hava topu ve uzun paslarla Tunus'u uzatmalarda yenerken bir hayli zorlandı. Topa sahip olma oranı yüzde 70'e yakın Arjantin lehineyken İzlanda ile berabere kaldılar. Sert geçen Dünya Kupası'nda ilk maçlar sonunda en çok dikkat çekeni kuşkusuz İspanya-Portekiz maçı oldu. 3 gol atan İspanya çok üstün olmasına ragmen biri penaltı diğeri serbest vuruştan ve kaleci hatasından Ronaldo'nun attığı gollerle berabere kaldı. Futbolda ne kadar önlem alırsanız alın bazen rastlantılar ve hesapta olmayan durumlar meydana gelebiliyor. Bakalım daha ne heyecanlı maçlara sahne olacak Rusya 2018. Önemli olan başlangıç değil sonuca varmaktır. Unutmayalım ki 2010'da Dünya Şampiyonu olan İspanya ilk maçında İsviçre'ye yenilmiş ve daha sonra Şampiyon olmuştur. Kim bilir belki de bu Dünya Kupası'nda da yine kötü başlangıçlar yapan devlerden biri mutlu sona ulaşacaktır.
Ekrem Pehlivanoğlu'nun fortunaTV'deki TÜM YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYIN.
Dünya Kupası 2018 tüm hızıyla devam ederken grup eleme maçları sona erdi. Şüphesiz en büyük sürprizi hiç kimsenin beklemediği son dünya şampiyonu Almanya elenerek gerçekleştirirken, genel olarak grup maçlarında oynanan futbol bir çok kişiyi pek de memnun etmedi. Aklıma, 2006'da Almanya'da düzenlenen Dünya Kupası geldi. Orada da İtalya vasat futbol oynamış ancak Fransa'yı penaltılarla finalde yenerek şampiyon olmuştu. İyi savunma yapmak şu ana kadar tüm takımların temel taktik anlayışını oluştururken, hızlı pas oyunu oynamaya çalışan İspanya, Belçika gibi takımlar da tempoyu ayarlamakta zorluk çektikleri aşikardı. İşin en ilginç tarafı Türkiye'nin grubundan da çıkan ama her iki maçta da kaybetmediğimiz Hırvatistan, tüm maçlarını alarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Aslında bizlerin de farkında olmadığımız futbol anlayışı moda gibi zaman içerisinde kendini tekrarlıyor gibi. Şöyle bir gerçek var, antrenörler kazanmaya odaklı oldukları sürece futbolcular da bazen sahada birer piyon olmaya mecbur kalıyorlar. Dünya'nın en iyi hücum hattına sahip takımı Arjantin bile Jorge Sampaoli yüzünden gol atmakta, oyunu inşa etmede, maalesef zorlanır oldu.
2. tur maçlarında artık hatanın yer almayacağı bir duruma geldik. Eşleşmeler gerçekten dengeli olurken 10 Avrupa, 5 Amerika, 1 de Asya Kıtası'ndan takımları bir kez daha finale giden yolda izleme fırsatı bulacağız. Bunların arasında grup aşamalarında hiç gol yemeden gruptan çıkan Galatasaray'dan da tanıdığımız Muslera'nın kalesini koruduğu Uruguay ile süperstar Ronaldo'lu Portekiz eşleşmesinin sonucu gerçekten merak konusu. Ayrıca Griezmann'lı, Pogba'lı Fransa ile Higuain'li, Messi'li Arjantin karşılaşmasında neler olabileceğini görmeyi futbolseverler sabırsızlıkla bekliyor. Eşleşmelerde yine devler var ama Hırvatıstan, İsviçre ve Belçika'nın izlenmesi gereken takımlar olduğunu düşünüyorum. Brezilya tempoyu arttırırsa şampiyon olması bence çok ta zor olmayacak. İspanya'yı da göz ardı etmemek gerekiyor. Onlarda pas oyununun kültürünü fizik kondisyona birleştirirlerse şampiyon olabilirler. Bakalım bu süreç bizlere neler gösterecek hep birlikte göreceğiz.
Ekrem Pehlivanoğlu'nun fortunaTV'deki TÜM YAZILARI İÇİN
BURAYA TIKLAYIN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com