FREELANCE HOME OFFICE REMOTE İŞLER
Trafikte geçen zaman, mesaideki kahve molaları, iş arkadaşlarıyla sohbet ederken boşa giden vakitler ve iş yerinde kahvaltı yemek araları şüphesiz ki çalışma performansına negatif etki ediyor. Bunu keşfeden global şirketler de hızla ''remote'' çalışma modeline geçiş yaparken, home ofis çalışma ortamı televizyon, sanat dünyası ve profesyonel makyözlerin de vazgeçilmezi haline geldi. Sanatçılar, menajerler, tasarımcılar, yapım ekipleri, makyözler, mimarlar, pr yapanlar, yazılımcılar ve müzisyenler home ofis ve home studio kullanmaya başladı. Home Office çalışma ortamı deyince Türkiye'de akla gelen en ünlü isimlerden biri de Acun Ilıcalı. Pek eve uğradığı yoktur herhalde ama sonuçta home ofis kullanıyor.
Kreatif işler, medya, menajerlik, sanat camiası gibi bazı iş kolları vardır ki ofiste müşteri ağırlama ihtiyacı olmaz. Eğer çok gerekliyse müşteriyle home ofis olarak dizayn ettiğiniz çalışma odanızda ya da kaliteli bir mekanda buluşup çay kahve eşliğinde detaylar konuşulabilir. Mekanda buluşacaksanız yeri gelmişken söyleyeyim, ''Yemekte iş konuşulmaz. Herkesin yemeğe odaklandığı ve tabağa baktığı bir masada işle ilgili detayları müşteri gözden kaçırıyor.'' Şahsi tecrübeme istinaden, yemek yerine kahve içerken iş konuşmak daha iyi bir öz teması sağlar.
NEDEN HOME OFİS KARARI ALDIM?
Yıllarca 3 ayrı iş yeri ve ev arasında mekik dokudum. Stüdyoda 1 pc, ofiste 1 pc, evde 1 pc derken bir bakmışım ki 3 ayrı bilgisayar içerisinde sürekli olarak taşınabilir disk aktarımlarıyla boğuşup durmuşum. (Meslek gereği sadece laptop değil masaüstü workstation pc kullanıyorum, taşınmıyor.) Yabancı televizyon kanallarına iş yaptığım için, 3 yerin arasında harcadığım zamana bir de şehir dışı işleri eklendi. Özellikle İstanbul'da yaşayanların bildiği gibi sadece iş yerine gidiş geliş günlük en az 2 saat sürüyor. Bu yüzden benim için zaman çok değerli oldu. Yıllar önce bir çare düşünmüştüm ama 2010 yılına kadar fırsat olmamıştı. Türkiye'de benim sektörüm henüz home ofis remote işlere hazır da değildi. 2010 yılının ilk gününde ''Anlayan anlasın, ben işime bakayım, işin nereden yapıldığına değil, sonucuna bakılır'' diyerek tüm ofis, stüdyo vb. her şeyi değiştirdim ve İstanbul Mecidiyeköy'de planıma uygun bir yere taşındım. 1996'dan beri Mecidiyeköy'de ikamet ettiğim için bu bölgeden uzaklaşamıyorum.
2010 yılından beri istediğim saatte çalışıp, istediğim saatte uyuyabiliyorum. Çalıştığım firmalar, ''15 dk. sonra sendeyiz'' dediği anda hemen kalkıp toplantı hazırlığına başlayabiliyorum. Gecenin bir yarısı saat 2-3 bile olsa aklıma yeni bir fikir geldiğinde oturup çalışma yapabiliyorum. Kısacası, yollarda vakit harcamadığım için en büyük kazancım 'zaman' oldu. En keyifli kısmı da, 'Bi mola verip film izlemek' gibi özel şanslarım oldu. Dünyada bir çok ünlü kişinin de son yıllarda tercih ettiği gibi, ''Evim işim, işim de evim oldu.'' Kendi firmam adına kreatif direktörlük ve medya danışmanlığını yaptığım televizyon kanalları var. Bununla birlikte reklam ve tanıtım filmlerini hazırladığım firmalar var. İşin en güzel yanı müşterilerimin bir çoğuyla birbirimizi yüz yüze dahi görmeden sadece karşılıklı güven çerçevesinde elektronik posta sözleşmeleriyle çalışıyor olmamız. Onlar taleplerini dile getiriyor ve ücreti ödüyorlar, ben de beklenen zamanda işi bitirip müşterilerime gönderiyorum ve tüm kanallarda yayınlanmaya başlıyor. Böylece herkes mutlu oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com