YEŞİLÇAM FİLM HATALARI SAÇMALIKLAR

Eski Türk filmlerinin ortak noktası olarak gözlediğim ucuz sahneler var. Filmde, güzel bir kadın (başrol oyuncumuz) caddede yürür. Ona zengin bir genç (başrol oyuncumuz) arabasıyla yaklaşır. Kadının hemen yanında durup; ''Ne kadar naçizane bir kadınsınız, gideceğiniz yere ben götüreyim, hem de biraz gezip konuşmuş oluruz'' der. Kadın önce, ''hayır'' der ama 30 saniye sabredebildikten sonra, hiç tanımadığı bu adamın arabasına hemen biner. Beraber gezmeye başlarlar. (Türk kadını bu kadar basit mi yahu?) Kadın, suratı asık biçimde hem arabaya biner, hem de; ''Lütfen soru sormayın, sadece beni eve bırakacağınızı söylemiştiniz'' der. (Namuslu kadın). 

Bu filmlerde işin en önemli noktasına gelince, adamın ismi; Doğan, Şahin, Kartal ya da Murat (124) olmak zorundadır (Serçe, Anadol ve BMC olursa da şaşmayın). Hiçbir düzgün ses efekti kullanılmadığı için; Ateş edilince bomba sesi (sanki savaş var gibi), yumruk atınca teneke sesi (sanki çöp bidonunda kedi var gibi), araçlar takip halindeyken sanki formula 1 yarışı izler gibi sesler duyulur. 

Kadın oyuncularımız da hiç spor yapmadıkları için elleri dirsekten iki yana açılmış ve pasif bir şekilde sevgilileriyle sahilde koşarlar. Bu arada adam da sevgilisini kovalar. Kadını yakalar ve yere düşürür (Kadın öyle bir düşer ki, dağılır). 

Tabii bu eleştirileri yapıyorum ama, imkansızlıkların da olduğunu belirtmekte yarar var. Fakat, bir silah sesi, araba sesi vb. efektleri bir defaya mahsus uzunca uğraşıp kendileri hazırlasalar, bir daha uğraşmayacaklar. Hep Amerikan filmlerine endeksli bu iş olmaz ki! Bence biraz tembellik ve hazıra konmanın da etkisi var. 

Tüm Türk filmleri, Müzikal olmasına rağmen, filmlerdeki şarkılar tek tek 45 lik LP yapılmış ama hiç birinin SOUNDTRACK albümü olmamıştır. Çünkü bizimkiler soundtrack albümleri 2000'li yıllardan sonra keşfettiler. Film Müzikleri albümleri yakın bir zamandan beri çıkmaya başladı ama elin oğlu taa yıllar önce bu işi yapıyordu. Eee ne dersin, İMKANSIZLIK!