📺 MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 FİLMOGRAFİ

[Filmografi][bsummary]

⭐ MAGAZİN

[magazin][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor][bsummary]

⏳ AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

⚙️ TEKNOLOJİ

[teknoloji][bsummary]

⚠️ ALARM

[Alarm][bigposts]

VATANDAŞI NASIL DA GÜZEL KAZIKLIYORLAR

Dünya genelinde marketlerden pazara kadar her alanda büyük fiyat artışları var. Türkiye'de ise dürüstleri tenzih ederim ama esnafımız fırsatçılık yapıyor. Hem de bunu, ''Dolar çok yükseldi. Mazot çok arttı. Piyasa çok kötü kardeşim yaa'' diye diye gözümüzün içine bakarak yapıyorlar. Arkasına sığındıkları bahaneler indirim yapmalarını gerektirdiğinde bir gülüş atıp ''ama kiralar arttı'' bahanesini öne sürüyorlar. İndirime gelince kimse ortada yok yani. 

Mahalle bakkalından, manavına, hırdavatçıdan, pazarcısına kadar hepsi gözümüzün önünde köşeyi döndüler 2022'den beri! Şöyle bir alıcı gözle bakın ağlayan o esnafa, hiç ağlanacak durumları var mı diye! Net bir operasyon da var tabii ki. Mesela Türkiye'de belli bölgede yetişen muz, tonlarca yetişen patatesten daha ucuz. Ya birileri muz fiyatlarına zam yapmayı unutmuş, ya da operasyon yapıyorlar memlekette! Şimdi, fiyatların bu derece fazla artmasının asıl sebebinin öne sürülen bahanelerden kaynaklı olmadığını, ''kamyon ve domates'' üzerinden temsili ücretlerle ve grafiklerle çürüteceğiz. 


Büyük market zincirlerinin kendi tedarik firmaları olduğunu hatırlatarak başlayalım. Antalyalı sebze üreticisi, kasası 1 TL'den tedarikçiye ürünü verince güzel bir kar ediyor. Fakat hepimizin televizyonlarda izlediği gibi, kendi bölgesindeki ''oluşum'' ona diyor ki ''Bu fiyattan satamazsın. Arttıracaksın.'' (Hemen anlıyoruz ki, vatandaşı birileri sıkmak istiyor. Çünkü zam için sebep yok, bahane var. Çiftçi aslında 1 TL'den memnun.) 

Neyse, o çiftçi diyelim ki mecburen 2 TL'den verdi ürünü. Kamyon ve tırlar 20-40 Ton arası yük taşırlar. Antalya'dan 20 Ton sebzeyi alıp İstanbul'a getirdiler. 1 tane domates değil, kasalar da tek tek değil, tüm ürünün hepsi aynı kamyonla 40 ton ürün geldi. 2 TL'den yüzlerce kasa domatesimiz var araçta (20-40 ton). Bunu özellikle söylüyoruz çünkü zam yaparken domatesi tek tek hesaplıyorlar. Yani aslında esnafın yalandan ağladığı gibi mazot vs ile hiç alakası yok. Çünkü kamyon domatesi tek tek taşımıyor ve tüm masraflar anlaştıkları fiyata dahil zaten. 20 ton domatesi tek seferde getiriyorlar İstanbul'a. 


1 KAMYON MALIN SEBZEYE ETKİSİ 0,05 ZAM OLUR %200 OLMAZ 

Tır, tek seferde getirdiği 20 tonluk domatese zam hesabı yaparken sanki her bir kasayı veya domates tanesini tek tek getirmiş gibi ayrı ayrı zam yapıyorlar. Kamyon tek seferde geldiği için sebzenin kasası başına %200 zam olamaz. Eğer zam olacaksa 20 ton malın tamamına küçük bir oranda yansır. (Mazot bölü 20 ton hesabı yapılır. Örneğin 1000 TL / 20000 = 0,05 zam olur.) Çünkü kamyon tüm malla tek seferde gidiyor sebze haline. Zam mazota göre olacaksa, malın tümüne oranına bakarak o kadar düşük bir miktarda olur ki, tıpkı eskiden olduğu gibi bunu vatandaşın bariz bir artışla hissetmesi mümkün olmaz. 

İşte 0,05 zam olması gereken o sebze, toptancıya geldiğinde (orada da malum bir oluşum var) fiyat bir anda uçup gidiyor. Kasası 2 TL olan sebzenin bir anda kilosu 12 TL oluyor. Yani 20 ton sebzede her bir kasa başına zam yapıyorlar. (Ben bunu pazarcılara sorduğumda susup kalıyorlar. Çünkü cevabı yok.) Sonra 12 TL/Kg olan o ürün, markete 15 TL'ye ulaşıyor. Market aynı zamanda tedarik ve distribütör şirketlerinin de sahibi zaten. Marketler hazır fırsatı yakalamışken bir de o bindiriyor % 200. Çünkü bahane hazır, Dolar arttı, benzin pahalı, piyasalar vs. Şimdi 15 TL'den içeri giren ürün oldu mu 35 TL! Sonra da buçuklu zamlarla 50 TL üstüne çıkıp gidiyor. Tam bir fırsatçılık! 


Ben burada konunun daha iyi anlaşılabilmesi için temsili rakamlar kullandım. Ne anlatmak istediğimi ilköğretim seviyesi bile anlamıştır herhalde. Esnaf fırsatçı, insanlarımız kısa yoldan köşeyi dönmenin peşinde. ''Çalışayım kazanayım'' diye bir dert yok. Bu işin kooperatifle falan çözülmeyeceğini zaten biliyorduk. Çünkü senin marketine de ürünler aynı tedarik zincirinden geliyor. Mecburen fiyatları artacak. 

Bu yüzden devletimiz artık temel gıda ürünlerinde ''tek fiyat sınırı'' getirmeli ve ürün tedarikçi ve distribütörlerine ''DUR'' demeli. Marketlere ceza kesmek çözüm değil. Bize iki kazık sokup o ceza parasının  yine bizden çıkarıyorlar zaten. 


YERLİ MARKALARDA MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ 

Her tüketicinin başından geçen ürün sorunları oluyor. Ben de tüketici olarak bir kaç defa mağdur edildim ve özelikle büyük markaların karşısında tüketicinin sorun yaşadığında çözüme ulaşmasının mümkün olmadığını anladım. Bu yazıya da o yüzden karar verdim ki bizden sonraları için ders olsun. Kendimden bir kaç örnek vererek ''Markalar müşteriye nasıl davranıyor'' diyerek başlayalım. 

Superonline müşterisi olmadığım halde 7 ay boyunca fatura gönderilmeye devam edildi. Haksız yere ödeme bile yaptım ama son olarak da icra mesajı aldım. Bunu yazmamak için çok direndim ama devletimizin bu tür konulara artık bir el atması lazım. (2020'de bu konuya devlet el attı.) Bu günlerde hepimiz seferber olduk yerli markaları destekliyoruz ama mağduriyetler de giderilmeli artık. Bazıları yakın zamandaki boykotla yerli malına başlamış olabilir ama ben 2010 yılından beri yerli markaları tercih etmeye çalışıyor ve burada da tavsiyelerde bulunuyorum. 

Kurulduğu 28 Şubat 1994'ten beri aynı hat ve aynı numarayı kullanmaya devam eden bir Turkcell'liyim. 90'larda 18 yaş altına telefon satılmıyordu. Ben de ilk aldığımda yaşım 18'in altında olduğu için halen hattımda annemin ismi kayıtlıdır. Turkcell'in ilk müşterilerindenim. İnternetim de sorun yaşayana kadar uzun süre Superonline'dı. Bunları özellikle vurguluyorum çünkü haberin devamında yaşadığım sorunu okuyunca şaşıracaksınız. Bir de Samsung Buzdolabı sorunumuz var ki 10 yıldır ''Üstüne dolap parası ver çözelim'' modunda devam ediyordu ve çözüm bulamayınca elden çıkardım ve başka marka tercih ettim. Onu da anlatacağım. 


YERLİ MARKALAR İŞİN HAKKINI VEREBİLİYOR MU?

Hepimiz ''Yerli Marka'' diye feryat ediyoruz ama o markalar işin hakkını yeterince verebiliyor mu? Müşteriye nasıl davranıyorlar? Tüketici mağdur olduğu zaman bir muhatap bulabiliyor mu? Bu soruların çoğu cevabı ''hayır'' oluyor ne yazık ki. Bugün size Süperonline ile 8 ay yaşadığım sorunu anlatacağım. Superonline'ın maskot arısı bizi öyle bir soktu ki, acısı hiç çıkmıyor. Bu sorunu çözmeye çalıştığım süre içerisinde benzer dertleri olan o kadar çok kişiye rastladım ki artık detaylara inmek gerekiyordu. Herkes dertli yani. Yorumu tamamen size bırakıyorum. Konuyla ilgili, tarihler ve rakamlarda ufak tefek aşağı yukarı farklılıklar olabilir ama konuyu anlatabilmek açısından örnekleri bu şekilde vermem gerekiyor. 

2016'da taşınmak üzere gittiğim Mecidiyeköy'deki binanın girişinde Türk Telekom'un fiber altyapısı olduğunu gördüm. Süperonline'ı değiştirmek istemediğim için ilk olarak onları aradım.

BEN: Binada Türk Telekom'un fiber altyapısı var. Acaba siz de fiber verebiliyor musunuz? 

SUPERONLINE: Biz Türk Telekom'la teknik altyapı anlaşması yaptık, aynı altyapıyı kullandırırız.

BEN: Yani fiber olacak değil mi? Upload X olacak değil mi?

SUPERONLINE: Adresi sistemde bulamadım ama Türk Telekom varsa biz de fiber veririz.

BEN: Adresi niye bulamadınız burası Mecidiyeköy, çıkması lazımdı. Kapıda Telekom var.

SUPERONLINE: Biz İstanbul'da değiliz (Erzurum) o yüzden semtleri bilmiyorum.

BEN: Peki o zaman sorun değil adresi teyit edelim, nakil işlemini yapalım. Fiber değil mi?

SUPERONLINE: Evet fiber. Sabit telefon hattı da ekleyelim ayda 6 TL ödersiniz. İşleminizi yapıyorum. .... onaylıyor musunuz?

BEN: Evet onaylıyorum. (EVET deyince her şey tamam ama sonra bir sorun yaşarsanız bu EVET kabul görmüyor.)

Superonline geldi ve interneti bağladı. Hız sorunu vardı. Bir kaç telefon trafiğiyle ''yarına hallolur'' denildi. Bir türlü fiber olmadı. Yukarıdaki görüşmeden de anlaşılacağı üzere fiber bağlandığını zannediyorum ama 5-6 ay defalarca telefonda görüşmeme rağmen her seferinde bana verilen cevap, ''Kayıt oluşturdum, arkadaşlarımız en kısa sürede gelecekler'' oldu. 6 ay boyunca gelen giden olmadı. Ara sıra, ''konuyla ilgileniliyor'' mesajı geldi. 

Açıkça ''fiber bağlayacağız'' diye kandırdılar beni. 6 ayın sonunda aklı başında bir operatör, ''Binanızda fiber yok. Arkadaşlar yanlış bilgi vermiş. VDSL çekelim aynı hız olur'' dedi. (Yani, binada Superonline'ın fiberinin olmadığını 6 ay bana hiç kimse söylemedi. Ben bir arıza olduğunu zannediyordum.) 

BEN: ''Peki bu EVET dediğim fiber aboneliğine neden 94 TL ödüyorum. 6 aydır 1 kişi kontrole gelmedi dalga mı geçiyorsunuz?''

SUPERONLINE: Adresiniz yanlış o yüzden bulamamışlar.''

BEN: Adresi kaydetmiştik. Neresi yazıyor orada?''

SUPERONLINE: Bir kaç tane adres var.

BEN:
Neyse yazın hadi yeni adresi.

SUPERONLINE: Sabit telefon hattı kullanmıyorsanız iptal edelim ona da boşuna para ödemeyin

BEN: TAMAM TELEFONU İPTAL EDİN. EVET ONAYLIYORUM

İş çözülsün de olan olmuş önemli değil diye düşündüm ve VDSL olarak devam ettim. Sonrasında Süperonline'dan aldığım internetten memnundum. Asıl sorun, görüştüğümüz elemanların konuya sıfır hakimiyeti ve aynı kalıp cümleleri ezbere konuşmasıydı. Çözüm odaklı değil, Süperonline'ı korumaya odaklı bir hizmet veriyorlar. 

Yazının devamında asıl büyük sorunu anlatınca bu konuda sadece benim sorun yaşamadığım ortaya çıkacaktır. Bütün bu süreçte 94 TL. Süperonline faturası ödüyordum ve halen fiber değildi. İlk 6 aylık süreçte hakkım yenmiş olsa da aynı ücreti itirazsız ödedim. Sabit hat iptal ettiğimiz için faturaya ücret indirimi olmadı ama ben bunu fark etmedim. 

Eylül 2017'de sorunlarla ilgilenildiğine dair 2-3 mesaj da geldi ama çözülmedi. Bu şekilde düşe kalka müşteri ilişkimiz devam ederken 2017 Kasım ayında bilgilendirme mesajı geldi. ''Aralık 2017'de kampanyanız doluyor, yenileyin'' yazıyordu. Başta anlattığım gibi bir internet hizmeti için telefonda ''EVET ONAYLIYORUM'' dediğiniz tarihten itibaren, ''ABONELİK, TAAHHÜT, KAMPANYA'' aynı anda onaylanmış oluyor. Yani başlangıç ve bitiş tarihi birbirinden farklı olamaz. 17 Aralık 2017 benim tüm EVET dediğim hizmetin aslında BİTİŞ tarihidir. Bunu onlar da bildikleri için 2017 Aralık ayında Süperonline'dan ikna telefonu geldi: 

SUPERONLINE: Abonelik ve taahhüt süreniz doluyor. Yenilemek ister misiniz?

BEN:
Fibere geçiş yapabilecek miyiz?

SUPERONLINE: Hayır orada fiber hizmetimiz yok. 94 TL fatura ödüyorsunuz, hızınızı yarıya düşüreceğiz ve ücret 180 TL olacak.

BEN:
Nasıl yani, hem hız yarıya inecek hem de fatura 2 katına mı çıkacak?

SUPERONLINE:
Evet, artık düzenlemeye göre öyle.

BEN: Siz müşteri kaybetmek için özel bir çaba gösteriyorsunuz. Sabit hat iptali için ücret almaya da devam ediyorsunuz. Ben diğer firmalarla da görüşeceğim ve ona göre aboneliğe karar vereceğim.

SUPERONLINE: Sabit hattınızı iptal etmemişsiniz.

BEN: Nasıl iptal etmedim. Sizinkiler aradı teklif etti. Ben de ONAYLIYORUM dedim.

SUPERONLINE: Hat duruyor.

BEN: İptal edin o zaman. Birbirinizden haberiniz yok. Orada bir kişi ''enter'' tuşuna basmayı unutsa suçlusu biz olacağız. Ben nereden bileyim iptal olup olmadığını. ''EVET'' diyoruz işlem bitti zannediyoruz. Ben kesinlikle başka bir firmaya geçiyorum.

SUPERONLINE: Tabii ki siz bilirsiniz. 


SUPERONLE'DAN 7 AY KURTULAMADIM VE ABONE OLMADIĞIM HALDE HER AY FATURA ÖDEDİM 

Hepimizin bildiği gibi bir abonelik bitmek üzereyken bir yerlerden haber almış gibi tüm operatörler çeşitli tekliflerle geliyorlar. 10 defa ararlar. Türk Telekom'un aramasında tüm teknik ve fiyat konularını konuştum ve 94 TL fiber ile hızım düşmeden ve upload tam istediğim standartta abone olabileceğim konusunda anlaştım. Hatta telefonda ''upload'' dediğim anda ne demek istediğimi hemen anlayan birinin çıkması çok lükstü. Türk Telekom'a, ''Süperonline abonelik ve taahhütüm bu ay dolunca sizi ararım'' dedim. 

Superonline'dan Ocak 2018 ortalarında ''Adres kaydımın yapıldığına dair'' mesaj geldi. 1 yıl mücadele sonunda adresim Süperonline'da yenilenmişti. Ocak 2018 sonuna doğru Süperonline abonelik ve taahhütüm dolana kadar bir kaç defa daha arandım ama sonuç hep aynı olunca ''Sürenin dolmasını bekliyorum, Superonline ile devam etmeyeceğim'' dedim. Süre dolunca da Türk Telekom'a geçtim (Memnunum). Geçiş sürecinde bir borcum yoktu ama Şubat 2018'de de Superonline'ın fatura mesajları gelmeye devam etti. Aradım itiraz ettim, 

BEN: Başka firmaya geçtim. Artık Superonline müşterisi değilim. Ben sözleşmemi uzatmadığıma ve telefonda yenilemeyle ilgili bir talimatım olmadığına göre müşteriniz değilim. Sözleşme bitince müşterilik de biter. Borcum yok ki ne istiyorsunuz. Nasıl kurtulucam sizden? 

SUPERONLINE: Müşterisiniz. Sesli onayı kabul etmiyoruz.

BEN: Kardeşim onaya gerek bile yok. Sözleşme süresi dolmuş, taahhüt dolmuş, kampanya dolmuş, ben yenilemediğim sürece nasıl olur da beni zorla müşteri yaparsınız?

SUPERONLINE: Sözleşme dolmuş ama taahhüt devam ediyor.

BEN: Arkadaşım, telefonda EVET dediğim andan itibaren sözleşme tarihi ne ise, abonelik de, taahhüt de, kampanya da aynı tarihte başlayıp biter. Kimi kandırıyorsunuz? Abonelik ile taahhüt tarihi farklı olmaz.

SUPERONLINE: Benim yetkim yok. Burada kampanya bitti yazıyor. Abonelik ve taahhüt devam ediyor.

BEN: Saçmalamayın, hepsinin onay tarihi aynı gün. Haklı çıkmak için, ''o değil aslında bu'' diyorsunuz. Karar verin hangisi. Abonelik mi, taahhüt mü, kampanya mı?

SUPERONLINE: Efendim burada ne yazıyorsa onu söylüyorum.

BEN: Tamam o zaman madem müşterinizim, niye beni arayıp ''süre bu ay doluyor yenilemek ister misiniz'' diye soruyorsunuz. Demek ki süre doldu. Lütfen bir yetkiliyle görüşeyim. Sizin yetkiniz sınırlı böyle olmuyor.

SUPERONLINE: Ben bağlayamam, kayıt oluşturdum size dönerler. 

BEN: Eh peki. 

Biz bu mücadeleyi aylarca verirken Mart 2018'de yine saatlerce başka bir görüşmemizden sonra bu sefer de yine 94 TL fatura mesajı geldi. Hemen aradım ama sonuç hep aynı. Aynı konuşmalar, aynı çözümsüz sonuçlar. Halen müşteri olduğumu iddia ediyor ve Superonline ile bağımı bir türlü koparamıyorum. Aylardır derdimi anlatacak bir tane yetkili yok. Telefonumda 45 kadar mesajları var. O kadar çok mesaj içerisinde hangisinin neyle ilgili olduğu bile karışmıştı artık. 

Bu sefer de yine bir tane daha 94 TL fatura geldi. Yakın tarihlerde Ankara'dan misafirlerimle Ortaköy'den Beşiktaş'a yürüyorduk. Superonline'ın yetkilisi olduğunu söyleyen bir hanım aradı. 1-1.5 saat boyunca görüştük. Misafirlerimle sohbet bile edemedim ama çözüm odaklı bir görüşmeydi.

SUPERONLINE YETKİLİ: Sizin gibi müşteriyi kaybetmek istemeyiz. Bir mağduriyet yaşamışsınız. Bunu telafi edelim. (içerikli görüşme yaptık)

BEN: Bakın, müşteriniz değilim. Şubat'ta sizinle bir bağım kalmadı ve aylar geçti. Siz de bu yüzden beni arıyorsunuz ama telefon görüşmelerimde ısrarla ''müşterisiniz'' diyorlar. Sürekli farklı tutarlarda fatura mesajları gelip duruyor. Ben Türk Telekom'a geçtim yapılacak bir şey yok zaten.

SUPERONLINE YETKİLİ: (uzun ikna konuşmalarından sonra) Bu sorunu yaşadığınız için üzgünüm. Yapılacak bir şey kalmamış. Ben fesih işlemini başlatıyorum ama bir fatura yansıyacak onu öderseniz sorun kalmaz.

BEN: Yani haksız yere bu parayı istiyorsunuz. Tamam öderim yeter ki kurtulayım Süperonline'dan. Başka bir şey yok değil mi? Bakın sonradan bir şey daha çıkmasın yine.

SUPERONLINE YETKİLİ: Siz gelen mesaja göre ödemeyi yapın, bir mail atın. Sorun kalmaz.

BEN: Peki. 

4 Nisan: Bu sefer de 116 TL fatura geldi. Ben de önceki yetkiliyle konuşmamıza istinaden, nasıl olsa aboneliğim bitti, gidip ödeyeyim diye düşündüm ama önce emin olmak için aradım. Hiç bir ikna edici cevap alamadım. Defalarca görüştüm ama kimse bunu bana açıklayamadı. Telefondaki hanımla saatlerce konuştuk ve akıllara zarar biçimde dedi ki, ''Halen aboneliğiniz devam ediyor. Bu parayı ödeseniz de gidip yazılı belge vermeden abonelik bitmez'' dedi. 5 ay sonra bunu bana ilk kez söylediler. Saatlerce aylarca telefon görüşmeleri yapmışım, itiraz etmişim ve 1 kişi bile bana bunu söylememiş. 

Telefonda, ''EVET ONAYLIYORUM'' deyince müşteri oluyorsunuz ama sözleşmeyi uzatmayınca paçanızı bırakmıyorlar. Yine itiraz ettim ama boş tabii ki. Tamam mesaj gelsin gidip ödeyeceğim dedim. 

İlk gün gelen mesajda ''Fesih işlemi tamamlandı'' yazıyordu. 5 aylık mücadelenin sonunda 1 mesajla iş bitmişti diye düşündüm. 1 gün sonra 28 Nisan'da telefonuma gelen mesajda 210 TL fatura göründü. Ona bile sevindim artık. Neden 96 TL değil de 210 TL anlamadım ama kurtulmak için Mecidiyeköy'de bir kaç tane Superonline'a gittim. ''Nakit ödeme almıyoruz'' diyerek geri çevirdiler. Yakın diye cüzdan almadan cebime parayı koyup gittiğim için banka kartlarım da yoktu. Bu sefer de Profilo AVM içerisinde ödemek istedim onlar da nakit almadı. Çok şaşırdım ve Süperonline'ı yine aradım ve konuyu ilettim. Dediler ki; ''Nakit almaları lazım. Hemen konuyla ilgileniyoruz'' dediler. İşlerim de yoğun olduğu için bir gün sonra 210 TL'yi başka bir yerden yatırdım. Peki kurtulabildim mi? HAYIIIIIR! 

5 Mayıs: 141 TL fatura geldi. Ne yapacağımı şaşırdım. Biraz fazla sabırlıyım. Yine aradım itiraz ettim. ''Kayıt açtık'' mesajı geldi. Zaten başka bir şey de yaptıkları yok. Anlayacağınız, bir sürü görüşme yaptık, ne gerekiyorsa yaptım ama halen müşteriymişim. Ben itiraz edince yine mesaj geldi. Mail gönderin iptal edelim diyorlardı. Gönderdim ve 14 Mayıs'ta yine mesaj geldi. ''İptaliniz 7 gün içinde gerçekleşecektir'' diyordu. Sonradan bir de ''İşlem gerçekleşti'' mesajı geldi ama bitmedi. O kadar kolay sanmayın. Ben 141 TL faturayı sorunca mesaj geldi, ''Modemi iade edin yoksa cihaz ücreti faturaya yansıtılacak'' diyordu. Yine aradım tabii ki. 

BEN:
Abone olurken modem ücreti alıyorsunuz, modem hediye kampanyası yapıyorsunuz, geri iade edileceğine dair bir şey yok. Bu da nereden çıktı?

SUPERONLINE: Modem iade edilene kadar iptal işlemi gerçekleşmez. 

BEN:
'İPTAL' değil, sözleşmeyi yenilemedim. Yani süre dolunca superonline'ı bıraktım. Süre dolmadan iptal etseydim faturaya ceza yansıyor. Kelimeleri doğru kullanalım. Sonra bir de onu fatura etmeyin bana. Ben 6 aydır sizden kurtulmaya çalışıyorum. Şimdi de modem mi bahane oldu. 6 aydır kimse bunu bana söylemedi. Yeter artık yarın onu da teslim ederim. 

Modemi de teslim ettim ama 4 Haziran 2018'de 57 TL fatura geldi. 18 Haziran'da da 199 TL fatura geldi. Aynı ay içinde 2 fatura maşallah. Yine aradım itiraz ettim ama sonuç hep aynı. ''Kayıt oluşturuldu 48 saate çözülecek'' mesajı geldi. Müşterin değilim ki ne kaydı, kimin kaydı bu? 18 Haziran'da son mesaj geldi. ''İşleminizi şu anda gerçekleştiremiyoruz'' yazıyordu. 

Aralık 2017 - Haziran 2018 arasında 7 ay boyunca Superonline'dan kurtulmak için mücadele ettim. Haksız yere 210 TL fazladan ödeme yaptım. Hediye ettikleri modemi bile geri aldılar. Ağustos 2018'de icra mesajı geldi. 450 TL borç çıkmış. Hukuk Bürosunu aradım konuyu anlattım. ''Superonline'ı arayın uzlaşmaya çalışın'' dediler. Yetkili yok ki, call center'la mı uzlaşıcam? Defalarca görüşme yaptım. Uzlaştım da ama bir türlü çözemiyoruz'' dedim. Süperonline'ı aradım ve son bir deneme yaptım ama değişen bir şey yok. Aynı konuşmaları yapıp duruyoruz. 

Ben de, Kaan Terzioğlu'nu Twitter'da etiketleyerek ''Yok mu bir Superonline yetkilisi'' diye derdimi anlattım. Hemen ''destek'' sayfasından cevap geldi. Telefon numaraları vermişler. Ben de zannettim ki yetkiliye ulaşacağım. Aradım ki hukuk bürosu! Sanki dalga geçer gibi numara vermişler. O yüzden artık bu yazıyı yazmak gerekli oldu. Superonline ile 7 ay yaşadığım ve bitmek bilmeyen sorundan örnek vererek yazdım. Bu uzun yazıda yaşananlar bir çok kişinin başından geçiyor. 

Bizler medyaya hakim olduğumuz için küçük bir avantajımız var ama torununa, evladına Superonline almış yaşlı biri ya da teknolojiden pek anlamayan biri bu sorunların en basit halini yaşayınca ne oluyor biliyor musunuz? Gidip o parayı itirazsız ödüyor. Faturaya bakıyor, gidip güzelce yatırıyor. Faturası haklı mı haksız mı farkında değil ki ne yapsın? Hepimizin çevresinde örnekleri çok. Ben bile haksız yere 1000 TL ödeyip bir de üstüne 450 TL icra mesajı alıyorsam artık gerisini siz düşünün! Turkcell ne kadar harika bir marka ise, Superonline da ona zıt olarak o kadar alt seviyededir. 


SAMSUNG BUZDOLABI T SERİSİ ÜRETİM HATALI 

2012 yılında Samsung T serisi buzdolabı aldık. O tarihlerde pahalı bir dolaptı. Güzel görünümlü, geniş ve bozuk olmasa iyi iş görecek bir dolaptı. Bozuk olmasa diyorum çünkü 9 yılda 13 defa arızalandı ve sonradan öğrendik ki ''Samsung T Serisi Buzdolapları üretim hatalıymış.'' Her seferinde aynı arıza olunca ve servis tamir ederken izledikçe anladım ki ''Buzluk kısmının arka panelinde florasan benzeri bir tüp var. O tüp 6-7 ayda bir durup dururken çat diye bir ses geliyor ve içeriden kırılıyor.'' 

8 yıl önce başlarda bu arızanın ne olduğunu bilmediğimiz için ilk 2-3 yıl servis garantisi ve parça garantisiyle ufak ücretlerle durumu geçici olarak idare ettik. Fakat şehir dışı seyahatlerimizin dönüşünde biz evde yokken sürekli arızalanıp dolapta ne varsa çürüyüp evi çöpe çevirmesi ve her şeyi çöpe atmak zorunda kalmamızdan sonra biz de markaya karşı tavrımızı negatif yönde değiştirdik. Tabii halen üretim hatalı bir model olduğunu ve herkesin Samsung buzdolabından dertli olduğunu bilmiyorduk. Asıl gerçeklerle 3. yıl sonra artık garanti süresi dolduktan sonra karşılaştık. 

Her seferinde 50-100 TL servis ücreti, 300-350 TL parça ücreti ödemeye başlayınca aklımıza başımıza gelmeye başladı ama yazının başında bahsettiğim o tüp değişince 8-9 ay kadar sorunsuz çalışınca, biz her seferinde, ''Artık bozulmaz'' zannederek kullanmaya devam ediyorduk. Bir buzdolabı 6-7 defa aynı arızayı yapıyorsa kanunen artık bunun değiştirilmesi gerektiğini bildiğim için Samsung'u arayıp itiraz ettik ama klasik bir şekilde geçiştirildi. Değişimi de kabul etmediler. 

Ben de bir araştırma yaptım ve Samsung T Serisi Buzdolabı üretiminde bir hata olduğunu öğrendim. Bunu önce Samsung'a anlattım. Baktım ki çözüm yok. Tüketici hakkı arayabileceğim yerlere şikayet ettim. Sonuç ne oldu dersiniz? Hiç bir şey olmadı tabii ki. 10. kez arızalandığında Samsung'u arayıp konuya ne kadar hakim olduğumu ve açıkça ''Üretim hatalı model olduğunu bildiğiniz halde mağdur ettiklerini ve beni dolandırdıklarını'' kendilerine söyledim. Çözüm olarak yine durumu kıvırdılar. Cevapları şöyle oldu; 

Samsung: ''Zafer Bey isterseniz şöyle anlaşalım. Üç model var inceleyin, 1.750 TL farkını ödeyin size yeni dolap gönderelim.'' (o zamanın parası sıfır dolaplar 2000 TL'den başlıyor) 
Ben: Neden fark çıkıyor? 
Samsung: T serisi üretilmiyor. Artık elimizde yok. Başka model göndericez. Üçünden birini seçin. (Üçün biri yani) 
Ben: Ben sizden sadece kendi aldığım dolabın şu andaki muadili ne ise onu istiyorum. Ben aldığımda pahalıydı. Şimdi siz bana 10 yıl önceki fiyata göre çözüm öneriyorsunuz ve bir de iki katı fark istiyorsunuz. Zaten önerdiğiniz dolaplar küçük. Bu şekilde kabul etmem. Yıllardır ödediğim servis paralarına ve çöpe attığım yiyeceklerin parasına dolap alırdım zaten. Birebir aynısını veremezseniz, eşdeğeri olsun. 
Samsung: Bu şekilde olmaz. Farkını ödemeniz lazım. 

İşte bu şekilde yine ortada kaldı ve çözüm olmadı. 13. defa dolabımız arızalandı ve çözüm umduğumuz için başka dolap almak olmuyordu. 2022'de ilk iş olarak Samsung Buzdolabının her zamanki geçici tamirini yaptırdım ve öğrencilere, ''5-6 ay idare eder, şimdilik alın kullanın'' diyerek hediye ettim. Kendime de başka bir markadan yenisini aldım. Eğer Samsung Buzdolabı alacaksanız veya kullanıcıysanız, üretim hatasından dolayı ben ve benim gibi sorun yaşayanları aklınızda tutun ve ona göre hareket edin. 


HOMEND AKILLI TEMİZLİK ROBOTU 

Sadece hanımlar değil, erkeklerin de evde ve iş yerinde en büyük temizlik yardımcısı ''Akıllı Robotlar'' olmaya başladı. Biz çok uzun araştırmalar sonrasında ''Homend Alex Laser 1282H'' cihazını tercih ettik. Köşeli mi, yuvarlak mı daha kullanışlı onu bile araştırdık. Sonuç olarak yerli marka olan 'Karaca'' bünyesindeki Homend robotu aldık ve çok memnun kaldık. Cihazla ilgili en ufak bir sorun yok. Fakat ilk kurulumda wifi bağlantısı yapmak çok uğraştırıyor. Biz yapmak için 50 defa denedik, onlarca video ve yazı araştırdık ama bir türlü bağlantıyı yapamadık ve bizim gibi çözüm arayan binlerce kişi olduğunu gördük. Halbuki çözüm çok basitmiş, onu da kendimiz çözdük. Kullanıcılara, Karaca veya Homend müşteri temsilcileri yardımcı olamıyor ve otomatik yanıtlar veriyorlar. Çözümü buraya biz yazalım da vatandaşa da kolaylık olsun diye düşündük. 


Homend Alex Laser Akıllı Temizlik Robotu Mobil Bağlantı Ayarları Çözümü: 

Homend wifi bağlanamayanlar için çözümü biz söylüyoruz. Başlarken, ev internetinizin 4.5g otomatik bağlanma özelliği kapalı olsun. Çünkü sadece 2.4g'ye bağlı olmalısınız. ''Homend Smart'' uygulamasını indirin ve profil oluşturun. Hazırsanız, cihazınızı şarja takın. Telefondan mobilde manuel olarak cihazınızı seçtiğinizde karşınıza evdeki internet bağlantı isminiz çıkacak. Oradaki şifreye evin wifi şifresini girin ve ''ilerle'' deyin. Tüm yönergeleri doğru şekilde yaparak (AP Mode olmalı - sağ üst köşeden değiştir) ''ilerle'' butonuyla devam edin. Kurulumdaki wifi bağlantı tarifindeki gibi her şeyi yapın. Robotta sadece wifi ışığı yanıp sönmekte. 

En son, mobilden evdeki kendi internet bağlantınıza yönlendiren ''bağlantı'' butonu çıkınca, ona tıklayın ve evinizin wifi bağlantı isminin altındaki Homend cihazınızın ismini göreceksiniz, ona da tıklayıp bağlanın. O bağlanırken hemen ardından robot cihazınızın açma kapama düğmesine 1 defa basıp açılmasını bekleyin. Hemen otomatik olarak ''Cloud'' vb. ayarları otomatik yapıp bağlanıyor. Biz android telefonla bağlandık. Biz bu yöntemi tesadüfen tuşa basınca bulana kadar belki 50 defa her yöntemi denedik olmadı ve bu şekilde tek seferde hemen bağlandık. Sizler de bu şekilde çözebilirsiniz. 

Kısaca özetlemek gerekirse, cihaz kapalıyken sadece wifi ışığı yanarken bağlantı sonuca ulaşamıyor. Mobilden tüm yönergeleri yapıp, en sonunda cihazın açıp kapama düğmesine 1 defa basınca açılırken aynı anda telefondaki ''cloud bağlantısı'' vs hemen aktif hale geliyor. Artık bağlandığınıza göre güle güle kullanın. 

İlk kullanım tavsiyemiz olarak; Şarj merkezini doğru odada seçin. Çünkü orayı kendi odası olarak merkeze alıyor ve iş bitiminde şarj olacağını ezberleyerek oraya gidiyor. Sonradan odası değişirse evin yolunu şaşırmamak için haritaları baştan yapması gerekiyor. İlk denemenizde oda kapılarını açık tutun, ışık olmadan da çalışıyor ama biz ilk seferinde tüm odalardaki ışıkları açtık. Yerlerde takılabileceği engelleri kaldırdık. Halı ve paspasları da kaldırdık ki önce odaların zeminini haritalandırma için doğru tanısın. Sonra, ''Tüm evi temizle'' diyerek önce robotun evi tanımasını sağlayın. Böylece her odayı tanıyor ve haritalamayı kaydediyor. Çalışırken yerden kaldırınca cihaz yüksekten düştüğünü zannederek başa alıyor. Önünde aşamayacağı bir engel varsa, yerden kaldırmadan oyuncak araba gibi sürerek aşmasını sağlayın. Kedi gibi her yere girip çıkıyor. Sulu ve susuz paspaslı temizlik yapıyor. Su haznesine deterjan koymayın ve suluyken şarja takmamak gerekir. Gayet sessiz çalışan harika bir robot. 

Mobil uygulama ile her şeyi kolayca telefondan yönetiyorsunuz. Biz robotumuza ''Alexandra Hanım'' ismini verdik. Çünkü Türkçe konuşan bir kadın sesine sahip. Eğer erkek olsaydı Alexander veya belki Alex de Souza da diyebilirdik. Sizler de güle güle kullanın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

🛒 GÜNLÜK YAŞAM



🏧 REKLAMLAR