📺 MEDYA HABER

[tv][bsummary]

🎬 FİLMOGRAFİ

[Filmografi][bsummary]

⭐ MAGAZİN

[magazin][bsummary]

💎 MODERNİZE

[modernize][bsummary]

🎵 MÜZİKALİTE

[müzikalite][bsummary]

🏆 SPOR

[Spor][bsummary]

⏳ AKTÜEL

[Bilgisel][bsummary]

🎤 RÖPORTAJ

[röportaj][twocolumns]

⚙️ TEKNOLOJİ

[teknoloji][bsummary]

🚨 ALARM

[Alarm][bigposts]

ANTALYALI HEMŞEHRİM NOEL BABA

Antalyalı olduğumu biliyorsunuz. İstanbul'a yerleşmeden önce, 90'lı yılların başında özel davetli basın mensubu olarak Antalya Demre'de ilk kez düzenlenen ''Noel Etkinliğine'' katılmıştım. Antalya merkezinden bir kaç saatlik mesafesi olan Demre'ye otobüs kaldırılmıştı. Yaklaşık 40-45 kişi vardık otobüste. 


O yolculukta Şalom Gazetesi'nden Teri Galimidi, Arap Basın Birliği'nden Abdullah Bey, Alevi Bektaşi araştırmaları yapan Yazar Ali Aksüt ve ayrıca 
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ile birlikte oturduğumuz için uzun süre sohbet ettiğim bu isimler aklımda kalmış. O günden kalan bir fotoğrafımı da paylaştım (Kırmızı yelekli olan benim). İşte o etkinlikle ilgili fazla detay verilmediği için, o günün programının ne olduğuna dair bilgim yoktu. Sadece Nezih Başgelen'in dia gösterisi olacağını biliyordum. 


Demre'ye gittiğimizde, varlığından daha önce haberdar olmadığımız tarihi bir yapıya gidildi. Bu bir kiliseydi. Kapı girişinde bizi karşılayan organizatörler bilgi verdi. ''Burası Noel Baba'nın kilisesi. Burada doğdu büyüdü ve yaşadı'' dediler. Aziz Nikola Kilisesi (St. Nicolas) olarak bize tanıtılınca aklıma hemen bir soru gelmişti; ''Noel Baba Antalyalı mı?'' diye düşünmeden edemedim. Evet, Noel Baba Antalyalıymış. (Zaten, Kırmızı Beyaz giyiyor, kesin Antalyasporludur) diye de gülümsemiştik o gün. Neyse rutin kürsü konuşmalarının ardından, bir kaçımız dışarı çıktık ve içeride kalanlar kendi inançlarına göre bir Noel ayini yaptılar. Tabii biz de bu arada kapıda aklımıza takılan soruyu konuşuyorduk. 


Filmlere konu olan ve hep anlatılan Noel Baba'yı daha detaylı düşününce, ''Karlarla kaplı bir yer, Ren geyikleri, kızaklar ve kıyafetinin de Antalya için fazla kalın'' olması büyük bir çelişkiydi. Çünkü Antalya'ya kar yağmaz, Ren geyikleri yoktur ve kızak yapmak mümkün değildir. O halde bunu araştırmak gerekirdi ama buna vaktimiz olmadığı için o günlerde haberi etkinlik olarak servis ettim. Dünya basınının ilk kez bizden duyduğu, ''Noel Baba Antalyalıdır'' haberleriyle birlikte benim aklımdaki o soru işaretleri hiç gitmedi. Sonradan araştırdım ve cevapları buldum ama o zamanlardan kalma araştırmamı yayınlamak bugüne kaldı. 


1920 yılına kadar yeşil kıyafetleriyle sergilenen Noel Baba figürü, 1920'den sonra bir anda kırmızı kıyafetlere dönüşmüş. Sonradan Antalyasporlu olduğu için değil tabii ki. Marka rengi kırmızı olan kola reklamında kırmızı kıyafetle sempati toplayınca tüm imajı değişmiş ve o tarihten itibaren günümüzde bilinen kırmızı kıyafetli görünümünü almış. Mesele tamamen ticari yani. İşin ticari boyutu bu kadarıyla da kalmıyor tabii ki. Evet, gerçekten Antalyalı bir St. Nicolas var ama gerçekte bize anlatıldığı gibi değil. (Fotolarda gerçek figürünü görebilirsiniz) Hangi din olursa olsun, her ibadethanede çocuklara hediyeler vermek, fakirlere yardım etme faaliyetleri zaten sıradan bir durum. Bunu herkes yapıyor. Fakat, Noel Baba'nın hediyelerle özdeşleştirilme hikayesinin de bir Türk Dervişi olan Ayaz Ata'dan örnek alındığı anlatılıyor. 


Evliya ve Türk Dervişi olarak tanımlanan Ayaz Dede (Soğuk hava, ayaz var), Noel Baba'dan çok önce yaşamış ve günümüzde bilinen Noel Baba imajının mavi renklisi olarak göze çarpıyor. Hristiyanlıkta Noel Baba ile Noel 25 Aralık'ta, Ayaz Dede ile Nardugan 21 Aralık'ta bayram olarak kutlanıyor. Her ikisinde de ağaç süsleme vardır. Noel'de çam ağacı ve Nardugan'da hayat ağacı süslenir. Her ikisinde de hediyeler verilir, geyikler, kızaklar vardır. Yani benzerlik inanılmaz. Zaten fotoğraflara bakınca çok fazla tarife de gerek kalmıyor. 


BEN NOEL DEĞİL YILBAŞI KUTLUYORUM DİYENLER 

Şimdi, Noel, Yılbaşı, Yeni Yıl tarihlerinin neyi ifade ettiğine bakalım. Çünkü bu konu çok fazla akıllara takılıyor. ''Biz Noel kutlamıyoruz, yılbaşını kutluyoruz'' diye çok bilmiş açıklamalar yapan bilgisizlerle, onlara karşı çıkanlar bir türlü konuya net açıklık getirmiyorlar. O halde biz netleştirelim. Biliyorsunuz televizyon işlerim ve futbolcu temsilciliğim sebebiyle bin bir çeşit yabancı uyruklu çalışma arkadaşım var. Herhangi bir ayrım yapmayacağımı anlarsınız. İnananlar ve diğer dinlere mensup olanları bu konudan ayrı tutuyoruz. 

İslami Hicri Takvim ve günümüzde kullandığımız (Gregoryen Hristiyan Takvimi) Miladi Takvim var. İslam'da Ay hareketine göre Hicri Takvim, Hristiyanlık'ta Güneş hareketine göre Miladi Takvim belirlenir. İşte bütün mesele de bu aslında. Yani şu anda kullandığımız Miladi Takvim, 'Hristiyan inancına göre Hz. İsa'nın doğumunu tarih başlangıcı olarak esas almaktadır' ve bu yüzden popüler olarak 31 Aralık / 1 Ocak YENİ YIL olarak kabul edilir. 25 Aralık ise NOEL'dir ve 6 Mart'a kadar yeni yıl olarak yayılır. (Bu konuyu, kendi dinini iyi bilen bir gayrimüslime sorarsanız size aynı şekilde açıklar.) 

Hz. İsa'nın doğumu konusunda Hristiyanlar, ''Mart ayı, Ekim ayı, 25 Aralık, 31 Aralık ve 6 Ocak'' tarihlerini tartışmaktadır ve geçmişten günümüze yılbaşı tarihleri de değişmiştir. Bu sebepledir ki, şu anda üç ayrı tarihte kutlama yaparlar. Bağlı oldukları kilise ve cemaate göre tarihler değişiklik göstermektedir. Bu şekilde baktığımız zaman aslında ''Noel, Yılbaşı, Yeni Yıl'' ne derseniz deyin, 12 güne yayılan bir kutlama olduğunu anlayabiliriz. Yani 31 Ocak tarihi de Hristiyan inancına göre yılbaşıdır, İslam inancına göre değildir. İşte konunun bütününe bu açıdan bakarsanız ''Mutlu yıllar'' deyip geçersiniz. Şimdi diyeceksiniz ki ''Peki biz niye Hristiyan Miladi takvimini kullanıyoruz.'' O sorunun cevabını da siz bulun. Bu bilimsel açıklamalara göre kararınızı kendiniz verin artık. 


YILLARCA YENİ YIL PARTİLERİ YAPTIK 

Bize dönecek olursak, ben yıllarca ''Yeni Yıl Partileri'' düzenlemiş ve çoğu kişi gibi masumane hindi masalarında yılbaşı kutlamış biri olarak bunları söylüyorum. Artık kutlamıyorum çünkü bilinçlendim. Kutlayan kutlar, hiç sıkıntı yok, herkes inandığı biçimde yaşamakta özgür. Fakat, bir eğlenceden öteye geçirerek tüm AVM'lerimizde Jingle Bells (Çanlar Çalıyor) ilahileri duyuluyor. Kilise çanları ne için çalar? hepimiz biliyoruz. Peki, İngiltere AVM'leri Ramazan'da ''Sordum Sarı Çiçeğe' çalar mı? Müslüman olmayan bir ülkede, bizim ilahimiz çalarsa ne kadar abes olur değil mi? Fakat, Türkiye'de Noel ilahilerinin çalması normal bir durum haline getirildi. Telefon zil seslerini bile Jingle Bells ilahisiyle değiştirenler var yılbaşı için.
Müslümanlar açısından kim ne isterse yapsın ama ''bilmiyordum'' demeyin. Bakın bilmiyorsanız şimdi öğrendiniz. Eğer hassasiyetiniz varsa zamanla bunlardan vazgeçin. Herkes kendi inancını yaşasın. 

İşin özü şu; İnananların kutlamasının hiçbir sakıncası yok ama Müslümanlar için 25 ile 31 Aralık ve 6 Ocak arasında hiçbir fark yoktur. Bize ait olmayan dini bir kutlamayı bu kadar savunmanıza da gerek yok, gerçekten komik duruma düşüyorsunuz farkında değilsiniz. Farkına varsanız kendinize güleceksiniz eminim. Papazlar bile size şaşırıyor; ''Bunlar niye kutlama yapıyor'' diyorlar. Biraz araştırın, papazların bu konudaki açıklamalarını da görebilirsiniz. Ben en doğrusunu öğrenip araştıralım diye yazıyorum. Devir, bilgi teknoloji devri! Her şeye inanmayın ve sürüye takılıp gitmeyin öyle. Mutlu yıllar dilerim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düzgün dille ve itham hakaret içermeyen yorumlarınız, editör onayından sonra yayınlanmaktadır. www.fortunaTV.com

🛒 GÜNLÜK YAŞAM



🏧 REKLAMLAR